Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.) Dualar ve Zikirler kitabında göz ağrısı için okunacak duayı şu şekilde açıklıyor.

Her gün sabah namazının farzı ile sünneti arasında sağ eliyle alnını tutarak onbeş def’a:

Rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey’in kadîr.

“Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü Sen her şeye kâdirsin.” (et-Tahrîm, 8) âyet-i celîlesini okuyup her okudukça:

Yâ Nûr, yâ Basîr! Yâ Nûr, yâ Basîr! diyen ve beş def’a da:

(Ya Rabbi kavvi basari, Allahümme’şfi ente’ş-Şafi, Allahümme afi ente’l-Muafi)

“Yâ Rabbî, görüşümü kuvvetlendir, Allah’ım şifâ ver Sen Şâfî’sin, Allah’ım âfiyet ver Sen Muâfî’sin!” diyen kimsenin biiznillahi teâlâ gözleri ağrımaz. Ve gözlerinde hastalık varsa biiznillahi teâlâ şifâyâb olur.

Gözü ağrıyan ve hatta hastalığın te’siriyle göremez derecelerine gelen bir kimse ellerini kaldırıp Sûre-i Hadîd’in evvelindeki dört âyet-i kerîme ile Sûre-i Haşr’ın âhirindeki üç âyet-i kerîmeyi okuduktan sonra:

Allâhummeşfî enteş şâfi allâhumma’fi entel muâfi.

“Allah’ım şifâ ver Sen Şâfî’sin, Allah’ım âfiyet ver Sen Muâfî’sin!” diyerek gözlerini meshederse Cenâb-ı Hakk –azze ve celle– Hazretleri onun gözlerindeki hastalığı izâle edip şifâ verir. Gözünün nûru biiznillahi Teâlâ artar.

Her gün sabahleyin iki baş parmağının tırnakları üzerine yedi def’a şu âyeti okuyup gözlerini mesheden kimsenin biiznillahi teâlâ nurı basarı artar ve gözlerine ağrı ve zarar ârız olmaz:

…fe keşefnâ anke gıtâeke fe besarukel yevme hadîdun.

“…Şimdi biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir.” (Kâf, 22) Allah, Efendimiz Muhammed’e, âline ve ashâbına salât u selâm eylesin!

Kaynak: Mahmud Sami Ramazanoğlu, Dualar ve Zikirler, Erkam Yayınları, İstanbul, 2013

HACET (İHTİYAÇ) DUASI (Göz seyirmesi, gözdeki sıkıntılar için)

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bir âmâ, Re­sû­lullah Efendimiz’e ge­le­rek: «–Yâ Resû­lâllah! Allâh’a yal­var da gö­züm­de­ki has­ta­lı­ğı gi­der­sin! Gö­zü­mün kör ol­ma­sı ba­na çok zor ge­li­yor!» de­di.

HACET (İHTİYAÇ) DUASI

Peygamber Efen­di­miz: «–Di­ler­sen sab­ret, bu se­nin için da­ha ha­yır­lı­dır.» bu­yur­dular. Âmâ ise: «–Yâ Resû­lâllah! Be­ni elim­den tu­tup gö­tü­re­cek kim­sem yok. Bu hâl ba­na çok me­şak­kat ve­ri­yor. Lüt­fen göz­le­ri­min açıl­ma­sı için duâ edi­niz!» de­yin­ce Pey­gam­ber Efen­di­miz (s.a.v): «–Su kabını getir ve ab­dest al! Son­ra iki rekât na­maz kıl! Ar­dın­dan da:

Okunuşu: “Allahümme innî es’elüke ve eteveccehü ileyke bi-Nebiyyike Muhammedin Nebiyyirrahme, yâ Muhammed innî teveccehtü bike ilâ Rabbî fî hâcetî-hâzihî, li tûkde liye Allahümme fe şeffi’hü fiyye”

Anlamı: “Allâh’ım! Rah­met pey­gam­be­ri olan Ne­biyy-i Ekrem’in Mu­ham­med (s.a.v) ile (O’nun hür­me­ti­ne) Sen’in zâ­tın­dan di­li­yor ve Sa­na yö­ne­li­yo­rum… Yâ Mu­ham­med! İh­ti­ya­cı­mın karşılanması için Se­n’i vesîle edinerek Rab­bi­me yö­ne­li­yo­rum!.. Allâh’ım! O’nu ba­na, şefâat­çi kıl!..” diye duâ et!» buyurdular. Vallâhi biz henüz ayrılmamıştık, aramızdaki konuşma uzamıştı. Derken o âmâ zât, Efendimiz’in yanına geldi. Sanki onda daha önce hiçbir rahatsızlık yokmuş gibiydi, tamamen iyileşmişti.”[1] Biz bu duâyı okuyacağımız zaman, “Yâ Muhammed” hitâbı yerine “Yâ Resûlâllah!” dememiz, Allah Resûlü Efendimiz’e hürmette kusur etmemiş olmak için daha münâsiptir. Efendimiz’in, bu rivâyette ism-i şerîflerini açıkça ifâde etmeleri, o sahâbîye tanıdıkları istisnâî bir cevazdır.[2]

Dipnotlar:

[1] Bkz. Tir­mi­zî, De­avât, 118/3578; İbn-i Mâce, İkāme, 189; Nesâî, Kübrâ, VI, 169; Ahmed, IV, 138; Hâ­kim, I, 707-708; Beyhakî, Delâil, V, 464; Heysemî, II, 279.

[2] Allâme Yûsuf bin İsmâil en-Nebhânî, el-Fedâilü’l-Muhammediyye, Haleb 1414, s. 230.

Göz ve beden ağrıları için günde 7 kere Münâfikûn Sûresi okuyan kimse şifa bulur, inşaallah. (Remzi Hoca)

Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık, ezan okunurken Resulullah’ın ismini işitince, iki baş parmağının tırnağını öpüp gözlerine sürdü. Peygamber efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” bunun sebebini sorunca, (Yâ Resulallah, senin mübarek isminle bereketlenmek için yaptım) dedi. Resulullah efendimiz de, (Güzel yaptın. Böyle yapan göz ağrısı çekmez)buyurdu. Tırnakları göze koyunca, (Allahümmahfaz ayneyye ve nevvirhümâ) demelidir. (Allah’ım, iki gözümü [gözlerimi] hastalıklardan koru ve nurlandır!) demektir. (Şeyhzade)

Abdest aldıkdan sonra şehâdet parmaklarını, gözlerine sürüp; “Yâ Rabbî benim bu gözlerime hastalık verme” dersen eğer, gözlerine hastalık gelmez

Eyüp câmiinde hatib minberde söyledi. Dedi ki: Abdest aldıkdan sonra, iki şehâdet parmağını gözüne sürüp: “Yâ Rabbî, benim gözlerime hastalık verme, hastalıklardan muhafaza et”dersen, gözlerine hastalık gelmez.

O vakit on yaşındaydım. Yetmiş senedir hep sürerim. Şimdi de abdest alınca parmaklarımı gözüme sürüyorum, “Ya Rabbî, sen benim gözlerimi hastalıklardan muhâfaza et”diyorum, Elhamdülillah o kadar çok okuyorum, gece yarılarına kadar okuyorum, gene gözlerime bir şey olmuyor. Siz de öyle yapın. Abdest aldikdan sonra;”Yâ Rabbî, sen benim gözlerime, hastalık varsa şifâ ihsân et, hastalık yoksa, hastalıkdan muhafaza et” diyeceksiniz.

(Hüseyin Hilmi Işık rahmetullahi aleyh)

HER BİR UZUV (ORGAN) İÇİN OKUNMASI MÜNASİP OLAN DU’ÂLAR VE ZİKİRLER (2)

Gözlerin Şifâsı İçin Okunacaklar:

Buna dâir yedi tertip vardır:

Birinci tertip: Kaf Sûresi’nin yirmi ikinci âyet-i kerîmesinin bir kısmıyla, el-Fussilet Sûresi’nin kırk dördüncü âyet-i kerîmesinin bir kısmı birlikte okunur ki, şu şekildedir:

﴿أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ • بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ﴾ ﴿فَكَشَفْنَا عَنكَ غِطَاءكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ﴾

﴿أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ • بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ﴾ ﴿قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَاءٌ﴾

İkinci tertip: Aşağıda zikredilecek:

﴿بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ﴾ دَخَلَ الرَّمَدُ بِسَلَامَةٍ وَ يَخْرُجُ بِسَلَامَةٍ وَ انْكَفَّتِ الدَّمْعَةُ وَ انْجَلَتِ الْحُمْرَةُ بِأَلْفِ لَا حَوْلَ وَ لَا قُوّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ

du’âsı en-Nûr Sûresi’nin otuz beşinci âyet-i kerîmesinin bir kısmıyla beraber her sabah göz üzerine üç kere okunursa göz iltihabı ve diğer göz ağrıları Allâh’u Te’âlâ’nın kuvvetiyle kaybolur ki, şu tertip üzeredir:

﴿أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ • بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ﴾ دَخَلَ الرَّمَدُ بِسَلَامَةٍ وَ يَخْرُجُ بِسَلَامَةٍ وَ انْكَفَّتِ الدَّمْعَةُ وَ انْجَلَتِ الْحُمْرَةُ بِأَلْفِ لَا حَوْلَ وَ لَا قُوّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ ﴿اَللّٰهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ﴾

Üçüncü tertip: Her kim Kaf Sûresi’nin yirmi ikinci âyet-i kerîmesini:

﴿أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ • بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ﴾ ﴿فَكَشَفْنَا عَنكَ غِطَاءكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ﴾

şeklinde baş parmağının tırnakları üzerine yedi kere okuyup, Rasûlullâh ﷺ’e salât okuduktan sonra baş parmakları üzerine hafifçe tükürerek üfler ve onları gözlerine sürerse, işte bu, göz nûru için ve gözden zararın zevâli için faydalıdır.

Dördüncü tertip: Müezzin:

“اَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللّٰهِ”

dediğinde, her kim baş parmaklarının tırnaklarını öper de:

“مَرْحَبًا بِحَبِيبِى وَ قُرَّةِ عَيْنِى مُحَمَّدٍ ﷺ”

diyerek, iki baş parmağını gözleri üzerine sürerse, gözlerinin ağrısından emin olur.

Beşinci tertip: Kendisine isâbet etmiş olan göz zayıflığından veya iltihâbından kurtulmak isteyen, hilal gecesi (ilk gece) aya dikkatlice baksın.

Eğer hava bulutlu olur da ay görülmezse ikinci veya üçüncü gece baksın, ayı gördüğünde, her birinin başında besmele çekerek ve sonunda âmin diyerek el-Fâtiha Sûresi’ni on kere okusun ve o sırada sağ elini gözlerine sürsün. Sonra üç kere İhlâs Sûresi’ni okuyup gözlerine sürsün ve yedi defa:

“شِفَاءً مِنْ كُلِّ دَاءٍ بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ”

“Her dertten şifâ dilerim. Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle muâmele eyle” desin.

Yezîd (radiyallâhu anh)’dan gelen farklı bir rivâyette ise bu du’â:

“شِفَاءً مِنْ كُلِّ دَاءٍ بِرَحْمَتِكَ يَا رَبَّ مُحَمَّدٍ”

diye okunur. (En iyisi ikisini birlikte okumaktır ki) buna göre tertip şöyledir:

On kere Fâtiha-i Şerîfe, üç kere İhlâs-ı Şerîf, yedi kere de:

“شِفَاءً مِنْ كُلِّ دَاءٍ بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ يَا رَبَّ مُحَمَّدٍ”

du’âsı geride zikredilen şartlara riâyet üzere okunur.

Altıncı tertip: Her kim sabah namazının farzı ile sünneti arasında sağ eliyle alnını tutarak et-Tahrim Sûresi’nin sekizinci âyet-i kerîmesini

“يَا نُورُ يَا بَصِيرُ”

ism-i şerîfleriyle birlikte her gün on beş kere okuduktan sonra ve beş kere “يَا رَبِّ” dedikten sonra:

“قَوِّ بَصَرِى اَللّٰهُمَّ اشْفِ أَنْتَ الشَّافِى اَللّٰهُمَّ عَافِ أَنْتَ الْمُعَافِى”

“Gözüme kuvvet ver. Ey Allâh! Şifâ ver, şifâ veren ancak Sensin. Ey Allâh! Âfiyet ver, âfiyet veren ancak Sensin” derse, Allâh’ın kudretiyle ebediyyen göz iltihabına mübtelâ olmaz ve Allâh’u Te’âlâ ona gözündeki her dertten âfiyet verir. Allâh’u Te’âlâ her şeye Kâdir’dir.

Tertip şöyledir:

﴿أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ • بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ﴾

dedikten sonra on beş kere:

﴿رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ﴾ “يَا نُورُ يَا بَصِيرُ”

der, sonra beş kere “يَا رَبِّ” diyerek:

“قَوِّ بَصَرِى اَللّٰهُمَّ اشْفِ أَنْتَ الشَّافِى اَللّٰهُمَّ عَافِ أَنْتَ الْمُعَافِى”

du’âsını okur.

Yedinci tertip: Her kimin gözü kör olup, görmesi tamamen kaybolursa:

﴿بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ﴾ “يَا قَرِيبُ يَا مُجِيبُ يَا سَمِيعَ الدُّعَاءِ يَا لَطِيفُ لِمَا يَشَاءُ رُدَّ عَلَىَّ بَصَرِى”

“Ey çok yakın olan! Ey (yalvarana) icâbet buyuran! Ey du’âyı duyan! Ey dilediğine lütufkâr davranan! Gözümü bana geri ver” du’âsına devam etsin. [eş-Şeyh Mâü’l-Ayneyn ibni Fâdıl eş-Şenkîtî el-Hasenî, Fâtiku’r-ratk alâ Râtikı’l-fetk]