ŞEYTANIN ÇOCUKLARI, İSİMLERİ VE VAZİFELERİ…

ŞEYTANIN ÇOCUKLARI, İSİMLERİ VE VAZİFELERİ…
Birinci sura kadar yaşayacağı için, İblis’e nesil verildi.
İblis’in birçok çocukları vardır. Her birinin isimleri ve görevleri vardır.
1. Hanzeb.
Namazda vesvese verir. Namazda böyle bir şey hissedince Allah’a sığın.
2. Velhan.
Temizlikte çok su kullandırarak vesvese verir. Çok su kullandırır,
sonra da gülüp alay eder.
3. Zellenbur.
Bu da çarşılarda esnafa bozuk mal satmayı, yalan yemini,
malını methetmeyi, malın kusurunu gizlemeyi ve insanları aldatmayı
güzel gösterir.
4. Vesnan.
Uyku şeytanıdır. Namaz ve diğer ibadetler için kafayı ve göz kapaklarını
bastırır, zina ve hırsızlık gibi haramlar için insanı uyarır.
5. Betr.
Musibet şeytanıdır. Bağırıp çağırma, yüze tokat vurma gibi cahiliye
adetlerini güzel gösterir.
6. Dasim.
Yemek şeytanıdır. İnsan besmele çekmediğinde, onunla yemek yer,
eve girer, yatakta uyur, besmele ile dürülmemişse elbiseleri giyer,
karı koca arasında düşmanlık meydana getirmeye çalışır.
7. Metun veya mesût.
İnsanlar arasında yalan haberleri yayar, sonra onların aslı çakmaz.
Kişinin her duyduğunu konuşması yalan olarak kendine yeter.
8. El Ebyaz.
Peygamberlere ve velilere musallat olan şeytandır.
Peygamberlere bir zararı dokunamaz, veliler ise onunla mücadele ederler.
Allah’ın korudukları selâmettedir, korumadıkları ise sapıtırlar
(Gazali’nin Bidayet-ül Hidaye şerhi).
Kaynak : Tefcirut-Tesnim c.1 s.19

Bir kıssa-Abdestsiz emzirilen süt

Abdestsiz emzirilen süt

Muhammediye kitabının yazarı Yazıcıoğlu Muhammed Efendi, Edirne ve Gelibolu civarında yaşamıştır. Bu muhterem zatın bir de Ahmed-i Bîcan olarak bilinen kardeşi vardır. Ahmed-i Bîcan hazretleri, aynı zamanda Envar-ül Aşıkın kitabını Farsça’dan tercüme eden zattır.
İki kardeşten biri olan Ahmed-i Bîcan, bir gün bir camide vaaz etmekte iken ağabeyi Muhammed Yazıcıoğlu camiden içeriye girer ve küçük kardeşinin sohbetini dinlemeye başlar. Kardeşi ağabeyinin camiye geldiğinin farkındadır. Fakat bir de bakar ki, ağabeyi biraz sonra camiyi gülerek terk eder.
Kürsüde nasihat etmekte olan Ahmed-i Bîcan hazretleri, ağabeyinin bu halinden bir şey anlayamaz ve akşam eve geldiği zaman olayı annesine anlatıp durumu öğrenmesini ister. Anne, büyük oğlu Muhammed eve geldiği zaman, (Oğlum, kardeşin camiden niçin gülerek çıktığını soruyor, bir hata mı işledim diyor. Kardeşinin dersinden niçin gülerek çıktın) diye sorduğunda şöyle cevap verir:
“Anneciğim, ben kardeşimin vaazına gülmedim. Ben bir insanoğlunun sohbetini dinlemeye ne kadar melek gelmiş, oturacak yer bulamıyorlar da birbirlerinin üzerine oturuyorlar, onların hâli çok hoşuma gitti de ona tebessüm ettim. Ben de meleklerden camide oturacak yer kalmadığı için çıkıp gittim.”
Annesi, ağabeyinin bu sözlerini anlattığında Ahmed-i Bîcan çok müteessir olup dedi ki:

“Anneciğim, ağabeyim melekleri görebiliyor da, ben niye göremiyorum. Bunu ondan bir sorar mısın?”
O güzide anne büyük oğluna bunu sorduğunda aldığı cevap şöyle oldu:

“Anneciğim, bu noksanlığı sen kendinde araman lazım, sen benden daha iyi bilirsin.”
O vakit düşünme sırası anneye geldi. Uzun müddet tefekküre daldıktan sonra bunun sebebini şöyle açıkladı:

“Oğlum sana hiç abdestsiz süt emzirmedim. Ahmed’e ise henüz kundakta iken, ben namaza durmuştum, Ahmed de şiddetle ağlamaya başlamıştı. Bu sırada evimizde bir komşu kadın vardı. O, çocuk ağlamasın diye Ahmed’i aldı emzirmeye başladı. Ben hemen namazı kılıp elinden aldım ama, biraz emmişti. Sonra o kadına abdestli olup olmadığını sordum, bana abdestinin olmadığını söylemişti. Onun melekleri görmemesine sebep olsa olsa bu olmalı.”