Ayet ve sure okurken besmele çekmenin hükmü nedir?

Ayet ve sure okurken besmele çekmenin hükmü nedir?

Sure okurken, euzü ve besmele okunur. Âyet-i kerime okurken, âlimlerin çoğuna göre, yalnız euzü okunur, besmele okunmasa da olur. Mesela Âyet-el kürsi, Amenerresulü, Hüvallahüllezi gibi âyetleri okurken besmele çekilmese de olur. Sadece euzü okunabilir. Besmele de çekilirse mahzuru olmaz.

Sure veya âyet okumaya başlarken euzü okumak vaciptir. Surelere başlarken besmele okumak sünnettir.

Namaz içinde Fatiha’dan önce besmele çekmek sünnet, namaz dışında Fatiha okumaya başlarken besmele okumak vaciptir. Şafii mezhebinde ise her zaman Fatiha okurken besmele çekmek farzdır.

Ancak, ezbere bildiğiniz sure ve ayetleri dua niyetine okursanız, o zaman euzü besmele çekilmemesinin bir sakıncası olmaz.

Namazda Fatiha’dan sonra amin demek sünnettir. Dualardan önce besmele çekmek faziletli olsa da şart değildir.

Her kim müezzini ezan okurken duyduğunda : ‘MERHABEN BİL KÂİLÎNE ADLEN, MERHABEN BİS SALÂTİ VE EHLEN ‘ derse…

EZAN DUASI

Ezanı işitince, hemen bütün söz ve işle­re son verip onu dinlemelidir. Kur’an okuyanın bile durup ezanı dinlemesi efdaldır. Dinlerken düzgün oturmalı. Veya çökmüş bir halde bulunmalı, yatar vaziyette olmamalıdır.

Ezanı işitip dinleyen müslüman ezanın sonunda dua etmelidir. Böyle dua edene Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) şefaat edecektir. Pey­gamberimiz (s.a.v.)’in şefaati olmadan kula kurtuluş yoktur.

DUA: «Allâhümme Rabbe hâzihidda’ vetit tâmmeti vessalâtilkâimeti âti Muhammedenil vesîlete velfazîlete veddereceterrefîate veb’-ashü makâmen Mahmudenillezi, veaddehû, inneke la tuhlifülmiâd.»

“Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allahım! Muhammed’e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin”

اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمَّداً الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ وَالدَّرَجَةَ الرَّافِعَةَ وَابْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً الَّذِي وَعَدْتَهُ إَنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ

——————-

Her kim müezzini ezan okurken duyduğunda :

‘MERHABEN BİL KÂİLÎNE ADLEN, MERHABEN BİS SALÂTİ VE EHLEN ‘ derse…

Musa ibni Cafer’in dedesinden (Radıyallahu Anhum) rivayetine göre, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Her kim müezzini ezan okurken duyduğunda : “Dosdoğruyu söyleyenlere merhaba, namaza da ehlen ve merhaba (hoş safâ geldi)” derse, Allah-u Teala ona iki milyon sevap yazar, iki milyon günahını siler ve onu iki milyon derece yükseltir.

(Hatîb el-Bağdâdî, Râmûzu’l-Ehâdîs, Sayfa:435, No:5426)

KİM BİLİR ÂHİRETTEKİ MÜKÂFÂTI NASIL OLACAKTIR? !…

ABDULLAH BİN ÖMER (R.A.),
arkadaşlarıyla birlikte Medîne civârında bir yere çıkmıştı. O’nun için bir sofra kurdular. Bu sırada yanlarına bir koyun çobanı uğradı ve selâm verdi. İbn-i Ömer:
“Gel ey çoban, sofraya buyur.” dedi. Çoban:
“Ben oruçluyum.” cevâbını verdi. İbn-i Ömer:
“Bu şiddetli ve boğucu sıcakta oruç mu tutuyorsun, bir de bu hâlde koyun güdüyorsun?” dedi. Daha sonra çobanın VERÂ ve TAKVÂ duygusunu denemek için:
“Şu süründen bize bir koyun satsan, parasını sana ödesek, etinden de iftar edeceğin kadarını sana versek olmaz mı?” teklîfinde bulundu.
Çoban:
“Benim sürüm yok, bu koyunlar efendimindir.” cevâbını verdi. İbn-i Ömer (r.a.):
” Kayboldu, dersin, efendin nereden bilecek ki?” dedi.
Çoban ondan YÜZÜNÜ ÇEVİRDİ ve parmağını semâya kaldırarak:
” ALLÂH NEREDE? ” dedi.
İbn-i Ömer (r.a.), çobanın bu İHSÂN ve MURÂKABE hâlinden çok duygulandı. Bu düşünceler içinde çobanın sözünü kendi kendine tekrar ederek;
“ÇOBAN DEDİ Kİ: ALLÂH NEREDE?
ÇOBAN DEDİ Kİ ALLÂH NEREDE? “deyip durdu.
Medîne’ye geldiğinde, çobanın efendisine bir elçi göndererek sürüyü ve çobanı satın aldı. Çobanı âzâd ettikten sonra sürüyü de kendisine bağışladı.
İşte ihsân ve murâkabe duygusunun güzelliği ve bu güzelliklerin daha dünyâdaki bereket ve mükâfâtı. …
KİM BİLİR ÂHİRETTEKİ MÜKÂFÂTI NASIL OLACAKTIR? !…

OSMAN NÛRİ TOPBAŞ HOCAEFENDİM
ALLAH O’NDAN RAZI OLSUN.

Kaza borcu olan teravih namazı kılabilir mi?

Kaza borcu olan teravih namazı kılabilir mi?

———————————————————-

Kaza borcu olanların, teravih namazı kılmasında sakınca yoktur. Hem teravih kılınmasını hem de diğer zamanlarda kaza namazı kılınmasını tavsiye ederiz.

Kazaya kalmış namazların kazası ile meşgul olmak, nafile namaz kılmaktan önemli ve önceliklidir. Ancak vakit namazları ile birlikte kılınan düzenli nafileler (revatip sünnetler), kuşluk, evvabin, teravih gibi sünnet namazlar imkânlar ölçüsünde kılınmalıdır.

Hz. Peygamber (asm) bir hadislerinde, “Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği konu, farz namazlardır. Eğer bu tamamsa işi kolaylaşmıştır. Aksi halde, “bakın bakalım, nafileden, bir şeyi var mı?” denir. Nafile ile farz eksikleri tamamlanır.” (Tirmzî, Salât,188; İbn Mâce, İkame, 202) buyurmaktadır.

Bu nedenle sünnet namazlara da önem vermek ve onları kılmaya özen göstermek gerekir.

Hanefi olanlar, kaza borçları olsa bile Teravih namazlarını kılarlar.

Şafi olan kardeşlerimiz ise Teravih namazları yerine kaza namazları kılarlar. Eğer taravih namazı kılan imama uyarlarsa, kaza namazlarına niyet ederek kılarlar.

Hayz ve Nifaslıya serbest olanlar

Hayz ve Nifaslıya serbest olanlar

Hayzlı kadın, Besmele, salevat-ı şerife, kelime-i tevhid, istigfar ve bütün duaları okuyabilir, tesbih çeker, zikreder. Fâtiha, Rabbenâ âtina.., Rabbenağfirli… ve daha başka dua âyetlerini dua niyetiyle ezberden okuyabilir. Hayzlı iken kabir ziyaretine gidebilir, dua niyetiyle orada Fatiha okur. Her namaz vaktinde abdest alıp, o namazı kılacak kadar zaman oturup zikreder, tesbih çekerse, en iyi kıldığı namazın sevabını kazanır.

Abdestsiz, dua okumak, istigfar çekmek, salevat-ı şerife getirmekte mahzur yoktur. Boş dururken de, iş yaparken de bunları okumak çok iyi olur. Abdestli olursa daha çok sevap olur. Abdestsiz olursa da, hatta muayyen özürlü iken de mahzuru olmaz.

Hayzlı kadın şunları da yapabilir:

1- Sadaka verebilir.

2- Evde biri Kur’an-ı kerim okursa dinleyebilir.

3- Her çeşit zikir ve dua edebilir.

4- Hepsinden daha kıymetlisi de ilim öğrenebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Bir saat ilim öğrenmek gece sabaha kadar ibadet etmekten kıymetlidir. Bir gün ilim öğrenmek, üç ay [nafile] oruç tutmaktan kıymetlidir.) [Ebu Nuaym]

(İlim öğrenmek, namaz, oruç, hac ve cihaddan daha kıymetlidir.) [Deylemi]

(İlim öğrenip de amel etmeyen bile; bin rekat [nafile] namaz kılmasından daha fazla sevap alır. Eğer öğrendiği ilimle amel ederse veya başkasına öğretirse, hem bunun sevabını alır, hem de kıyamete kadar bununla amel edenlerin sevabını alır.) [Hatib]

İlmin bu önemi, ibadetlerin sahih olması içindir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Fıkhı bilmeden ibadet eden, gece karanlıkta bina yapıp, gündüz yıkana benzer.) [Deylemi]

Belki ilmi nereden ve nasıl öğrenebiliriz diye sorabilirsiniz. En uygun ilim, ilmihal okumaktır.

Sual: Hayızlıyken abdest almak veya gusletmek caiz midir?

CEVAP

Evet, caizdir, fakat bu abdestle namaz kılınmaz, Kur’an-ı kerim okunmaz. Hayızlı kadın, her namaz vaktinde abdest alıp, seccadesi üzerinde, o namazı kılacak kadar zaman oturup tesbih okursa, salevat getirirse, dua ederse veya herhangi bir zikir yaparsa, en iyi kılmış olduğu bir namazın sevabını kazanır. (Ey Oğul İlmihali)

Rabbena âtina, Rabbenağfirlî gibi dua âyetlerini, dua niyetiyle okumak caizdir. Fatiha suresini de, Besmele ile veya Besmelesiz dua niyetiyle okumak caizdir. Âyet-el kürsi ve İhlâs sûresi dua değildir, bunları cünüp veya hayzlı okuyamaz.

4 tür oruç vardır:

4 tür oruç vardır:

Şeriatin orucu vardır;ağzına yemek koymayacaksın.

Tarikatin orucu vardır;ağzından kötü söz çıkarmayacaksın.

Marifetin orucu vardır;o sözü kalbindende geçirmeyeceksin.

Birde hakikatin orucu vardır;kalbini Allah’tan başkasına kapatacaksın.

Abdulkadir Geylani K.S

Ka’bül-Ahbâr radiyallahu anh şöyle demiştir : ” Allahu teala şehirler arasında seçim yaptı,buna göre şehirlerin Allahu teala’ya en sevgilisi Beled-i Haram’dır ( Mekke’dir)….

Ka’bül-Ahbâr radiyallahu anh şöyle demiştir : ” Allahu teala şehirler arasında seçim yaptı,buna göre şehirlerin Allahu teala’ya en sevgilisi Beled-i Haram’dır ( Mekke’dir).

Allahu Teala zaman dilimleri arasında bir tercihte bulundu, Buna göre zaman cüzlerinin Allahu Tealaya en sevgilisi haram aylardır, bu ayların Allahu Teala ya en sevgilisi ise Zülhicce ayıdır. Zülhiccenin Allahu Tealaya en sevgilisi ise ilk on’udur.

Allahu Teala günler arasında bir ihtiyarda bulundu , buna göre günlerin Allahu Tealaya en sevgilisi cuma günüdür. Allahu Teala geceler arasında da bir tercih yaptı, buna göre gecelerin Allahu Tealaya en sevgilisi Kadir gecesidir. Allahu Teala gece ve gündüz saatleri arasında bir seçim yaptı, buna göre saatlerin Allahu Tealaya en sevgilisi farz namazların (ilk) saatleridir.

Allahu Teala sözler arasında bir tercih yaptı, buna göre kelamların Allahu Tealaya en sevgilisi :

” La ilahe illal-lahu vallahu ekber ve subhanallahi velhamdulillahi ”

“Allahtan başka hiç bir ilah yoktur, Allah her şeyden büyüktür. Bütün noksanlıklardan tenzih Allah’adır. Bütün hamdler Allaha mahsustur” zikirleridir. ( Beyhaki, Şu’abu’l-iman, no : 3740 ; Süyûti, ed-Dürrul-mensûr, 7347)