HER AYIN, ÖZELLİKLE DE SAFER AYININ BAŞINDA OKUNARAK KORKULARDAN KURTULMAYA, ZELİL DURUMDAN AZİZ OLMAYA VESİLE OLACAK ACAYİB BİR DUA
Şeyh Ahmed el-Bûnî Hazretlerinin beyanı veçhile; evliyâullahtan nakledilen çok garip bir zikir ve pek acayip bir vird vardır ki:

1) Hangi bir köle bununla Allâh-u Te’âlâ’ya münâcat etse mutlaka âzat olur.

2) Hangi bir esir bu zikri yapsa mutlaka serbest kalır.

3) Hangi mahpus okusa, mutlaka hapisten kurtulur.

4) Korku içerisinde olan herhangi bir kişi bu virdi okursa mutlaka korktuklarından emin olur.

5) Hangi bir fakir bununla amel etse mutlaka zengin olur.

6) İnsanlar nezdinde zelil (itibarsız) duruma düşen hangi bir kimse bunu okursa mutlaka aziz olur.

7) Bu vird zorbaları kahretmek, zalimlerin ardını kesmek ve fesatçıların şerrini savuşturmak husu­sunda eşsiz manalar ve sırlar taşımaktadır.

8) Her kim bu zikri yazıp üzerinde taşırsa her inatçı zorba ve inatçı şeytan onun karşısında zelil durama düşer.

9) Her kim bu zikre devam ederse kendisi gören herkes mutlaka onu sever.

10) Her kim bu zikri çok yaparsa Allâh-u Te alâ onun kalbini mârifet nurlarıyla diriltir ve canı, malı, eşi ve ailesi hususunda onu muhafaza eder, ayrıca korktuğu şeylerin şerrine karşı ona kâfi gelir.

1l) Hangi bir hükümdar bu vird-i şerifi zikretse mutlaka mülkü genişler ve hükmü geçerli olur.

12) Bu zikr-i şerifin içerisinde İsm-i Âzam (Allâh-u Te‘âlânın en büyük ismi) bulunmaktadır. Bu yüzden bu konudaki birçok fikirden kişiyi müstağni bırakır.

13) Her kim bu vird-i şerifi okuduktan sonra Allâh-u Te alâ’dan dünya ve âhiret işleri ile alakalı hangi hâcetini isterse Allâh-u Te alâ ona istediğini verir.

14)Her kim bu evrâdı zorba birinin öfkelendiği sırada onun yanında okursa o kişinin gazabı sakinleşir.

15)Bu zikr-i şerif tevhid sırrını barındırdığı için en yüksek seviyede Allâh-u Te‘âlâ ya mûleh (tut­kun) olan veliler tarafından İsm-i Câmi (Allâh-u Te‘âlânın bütün isimlerini toplayan bir zikir) olarak bilinmektedir ki bunda bulunan sayılarla ilgili sırlar, harflerle ilgili tesirler, nûrânî isimler ve veflderiy- le ile ilgili durumlar araştırılacak olsa 10’da birine dahi ulaşılamaz.

16)Yöneticilerin, hükümdarların, büyüklerin, sâlih kimselerin, faziletli âlimlerin ve mahâretli he­kimlerin bu duayı yaparak dünya ve âhiret hayırlarına ve saâdetine (en büyük bahtiyarlığa) ulaşmaları için aşağıda sayılacak mübarek vakitleri kollayıp ona göre okumaları münasiptir.

a)Cuma gününün ilk saati.

b)Pazar gününün ilk saati.

c)Arefe gününün ilk saati.

d)İki bayram gününün ilk saati.

e)Âşûrâ günü.

f)Şa‘bân-ı Şerif’in yarı gecesi (olan Beraat Gecesi).

g)Ramazân-ı Şerifin 27. gecesi (olan Kadir Gecesi).

h)Her ayın başlangıcında.

I)Senenin tüm gecelerinde.

Ancak bu dua iki rekatta bir selam verilerek kılınacak 12 rekattan sonra yapılır. Kişi bu 12 rekatın sonunda oturduğu zaman (selam vermeden önce tahiyyyat ve salli-bârik okuduktan sonra):
“Bütün tenzihler Allâh’a âittir. Bütün hamdler Allâh’a mahsustur. Allâh’tan başka hiçbir ilâh yok­tur. Allâh her şeyden büyüktür. O en büyük ve en yüce olan Allâh’ın yardımı olmadan hiçbir ibadete kuvvet ve hiçbir günahtan dönüş imkânı yoktur” teşbihini okur.
Ardından:
“Ey Allâh! Bütün âlemler içerisinde İbrâhîm (Aleyhisselâm)a ve onun âl-i ashâbına salât ettiğin gibi Nebî(miz) Muhammed (Aleyhisselâm)a, müminlerin anneleri olan (kıymetli) zevcelerine, zürriyetine ve Ehl-i Beyt’ine de salât eyle. Şüphesiz ki Sen hamd olunmaya layıksın ve ulusun” der. Sonra tek­bir getirerek secdeye varır, secdedeyken 7 kere (her birinin başında besmele çekerek) Fâtiha-i Şerife okur,
sonra 10 kere:
“Allâh-u Te alâ’dan başka ilâh yoktur, O tektir, hiçbir ortağı yoktur, mülk Ona âittir, hamd Ona mahsustur. O her şeye hakkıyla gücü yetendir” diye zikreder. Sonra:
“Ey Allâh! Arş’ındaki izzet kulpları, Kitab’ındaki rahmetin son noktası, en yücenin de yücesi olan ismin hakkına, en ulu olan şâmn ve tastamam olan kelimelerin hürmetine Senden Efendimiz Muhammed e salât etmeni ve bu hâcetimi yerine getirmeni dilerim” dedikten sonra hâcetini ister.
(Namazda olduğu için Arapça dua etmek zorundadır, Arapça cümle kuracak ilim sahibi değilse kalbinde muradını tutarak 5 kere “Rabbenâ!”, 4 kere “Yâ Rabbi!”, 3 kere “Yâ Erhamerrâhimîn!” gibi zikirler okuyabilir.) Bunun akabinde başını kaldırarak oturur ve sağa sola selam vererek namazdan çıkar.
Sonra mümkünse tenhâ bir yerde kusurlardan uzak yağlı bir koç keser (kendi beceremiyorsa başka­sına kestirir), hayvanı keserken şeriatın usûlüne riâyet ederek koçu kıbleye çevirir.
Kesim esnâsında:
“Ey Allâh! Bu Sendendir ve yine Senin içindir. Ey Allâh! O muhakkak (cehennemden âzâd ol­mam için Sana arz ettiğim) fidyemdir, onu benden kabul eyle” der.
Kurbanın kanı için bir çukur kazarak kanı toprağa gömer. Sonra hayvanın etini altmış parçaya ayı­rır ki derisi, başı ve karnı ayrı ayrı cüz sayılırlar. Böylece altmış parçayı fakirlere dağıtır yahut (bunu yapamazsa) 60 fakire en iyi yemeklerden yedirir veya (bunu da yapamazsa) yedi fakire 7 dirhem sa­daka verir.
Bunları iyi anla ki biz mânevi huzura girmek isteyenler için kapıları açtık. Allâh-u Te‘âlâ diledikle­rine fazl-u kereminden verir. Allâh-u Te‘âlâ büyük fazl-u kerem sahibidir.

Kaynak : Lalegül Dergisi – Cübbeli Ahmet Hocaefendi

HER AYIN BAŞINDA OKUNARAK KORKULARDAN KURTULMAYA, ZELİL DURUMDAN AZİZ OLMAYA VESİLE OLACAK ACAYİB BİR DUA

Şeyh Ahmed el-Bûnî Hazretleri’nin beyanı vechile; evliyaullahtan nakledilen çok garip bir zikir ve pek acayip bir vird vardır ki:

1. Hangi bir köle bununla Allâh-u Te’âlâ’ya münacat etse mutlaka azat olur.

2. Hangi bir esir bu zikri yapsa mutlaka serbest kalır.

3. Hangi mahpus okusa, mutlaka hapisten kurtulur.

4. Korku içerisinde olan herhangi bir kişi bu virdi okursa mutlaka korktuklarından emin olur.

5. Hangi bir fakir bununla amel etse mutlaka zengin olur.

6. İnsanlar nezdinde zelil (itibarsız) duruma düşen hangi bir kimse bunu okursa mutlaka aziz olur.

7. Bu vird zorbaları kahretmek, zalimlerin ardını kesmek ve fesatçıların şerrini savuşturmak hususunda eşsiz manalar ve sırlar taşımaktadır.

8. Her kim bu zikri yazıp üzerinde taşırsa her inatçı zorba ve inatçı şeytan onun karşısında zelil duruma düşer.

9. Her kim bu zikre devam ederse kendisi gören herkes mutlaka onu sever.

10. Her kim bu zikri çok yaparsa Allâh-o Te’âlâ onun kalbini marifet nurlarıyla diriltir ve canı, malı, eşi ve ailesi hususunda onu muhafaza eder, ayrıca korktuğu şeylerin şerrine karşı ona kafi gelir.

11. Hangi bir hükümdar bu vird-i şerifi zikretse mutlaka mülkü genişler ve hükmü geçerli olur.

12. Bu zikr-i şerifin içerisinde İsm-i Azam (Allâh-u Te’âlâ’nın en büyük ismi) bulunmaktadır. Bu yüzden bu konudaki birçok fikirden kişiyi müstağni bırakır.

13. Her kim bu vird-i şerifi okuduktan sonra Allâh-u Te’âlâ’dan dünya ve ahiret işleri ile alakalı hangi hacetini isterse Allâh-u Te’âlâ ona istediğini verir.

14. Her kim bu evradı zorba birinin öfkelendiği sırada onun yanında okursa o kişinin gazabı sakinleşir.

15. Bu zikr-i şerif tevhid sırrını barındırdığı için en yüksek seviyede Allâh-u Te’âlâ’ya muleh (tutkun) olan veliler tarafından İsm-i Câmi’ (Allâh-u Te’âlâ’nın bütün isimlerini toplayan bir zikir) olarak bilinmektedir ki bunda bulunan sayılarla ilgili sırlar, harflerle ilgili tesirler, nurani isimler ve vefkleriyle ile ilgili durumlar araştırılacak olsa 10’da birine dahi ulaşılamaz.

16. Yöneticilerin, hükümdarların, büyüklerin, salih kimselerin, faziletli alimlerin ve maharetli hekimlerin bu duayı yaparak dünya ve ahiret hayırlarına ve saadetine (en büyük bahtiyarlığa) ulaşmaları için aşağıda sayılacak mübarek vakitleri kollayıp ona göre okumaları münasiptir.

a) Cuma gününün ilk saati.

b) Pazar gününün ilk saati.

c) Arafe gününün ilk saati.

d) İki bayram gününün ilk saati.

e) Âşûrâ günü.

f) Şa’bân-ı Şerif’in yarı gecesi (olan Beraat Gecesi).

g) Ramazân-ı Şerif’in 27. gecesi (olan Kadir Gecesi).

h) Her ayın başlangıcında.

ı) Senenin tüm gecelerinde.

Bu vird-i şerifi tamamlayan kişi bunun akabinde dünya ve ahiret işlerinden hangi şeyin olması için dua ederse mutlaka kabul görecektir.

Bu kibrit-i ahmeri ve tiryak-ı ekberi iyi düşün ki, esma ve huruf ilminden, sayıların sırrından ve zarfların manalarından sana bir parıltı belirsin de, sır sahiplerinin teklerinden ve nur erbabının fertlerinden başka kimselerin vakıf olamayacağı şeylerden haberdar olasın. Buna ancak sabredenler kavuşur, bu ancak büyük haz sahiplerine lutfedilir.

Şunu bil ki hazineye girip de muradına ermeden çıkan pişmanlık ateşleriyle ölür. Tekrar hazineye dönmek istediği zaman ise kendisine: “Burada hissesi ve nasibi bulunmayıp, ömrü zayi olan kendi nefsine ağlasın” şiiri okunur. Marifet sahiplerinin durduğu noktadan geri kalan kimselerin vay haline ki alemler kar ederken onun zararı zuhur etmiş ve mukarreplerin levhasından ismi nakledilmiştir.

Allâh-u Te’âlâ bizi ve sizi kovulmuşluğun rüsvaylığından korusun, bizi de sizi de uzak kalmanın alçaklığından muhafaza buyursun. Şüphesiz ki, O Mütefaddil’dir, Cemîl’dir, Rahîm’dir, ‘Azîm’dir (fazl-u kerem, cemal, rahmet ve azamet sahibidir). [Şeyh Ahmed ibni Ali el-Bûnî, Şemsü’l-me’ârifi’l-kübrâ, Matbû Nüsha, 2/157-160]

MÜBAREK VİRDİN METN-İ ŞERİFİNİN TERCEMESİ

“Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle (başlıyorum)! O çok yüce ve pek büyük Allâh’ın yardımı olmadan hiçbir şeye güç kuvvet yetmez.

‘Ey Allâh! Alemler içerisinde İbrâhîm’e ve İbrâhîm’in ailesine salat ettiğin gibi Efendimiz Muhammed’e ve ali ashabına da salat-ü selam eyle. Şüphesiz Sen hamd olunmaya layıksın ve pek ulusun.’ (10 kere tekrar)

‘Senden başka ilah yoktur, noksanlıklardan tenzih Sana. Gerçekten ben (nefsime) zulmedenlerden oldum.’ (126 kere tekrar)

‘Allâh bana yeter O ne güzel vekildir. Allâh bana kafidir, O’ndan başka hiçbir ilah yoktur, ben ancak O’na güvendim. O büyük Arş’ın Rabbi ancak O’dur.’ (7 kere tekrar)

‘Kendisinin ismiyle birlikte (olana) ne yerde, ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allâh’ın ismiyle! Hakkıyla işiten ve her şeyi bilen ancak O’ dur.’ (3 kere tekrar)

‘Pek acıyan Rabbden sözlü selam.’ (16 kere tekrar)

‘Allâh’ın yardımı olmadan hiçbir günahtan dönüş, hiçbir ibadete de kuvvet yoktur.’ (100 kere tekrar)

‘O çok yüce pek büyük Allâh’ın yardımı olmadan güç ve kuvvet olamaz.’ (19 kere tekrar)

‘Ey Allâh! Ey (dostlarını) çok seven.’ (3 kere tekrar)

Ey ulu Arş’ın sahibi! Ey her şeyi baştan yaratan! Ey yok olduktan sonra her canlıyı geri döndürecek olan! Ey her istediğini (istediği gibi) yapabilecek olan!

Arş’ının direklerini doldurmuş olan o cemalinin nuru hürmetine Senden istiyorum. Bütün yaratıklarına karşı güçlü olduğun o kudretin hakkına ve her şeyi kaplamış olan o geniş rahmetinin bahşına Senden istiyorum. Senden başka hiçbir ilah yoktur.

‘Ey yardım eden! Bana yardım et.’ (3 kere tekrar)

‘Ey yardım isteyenlerin imdadı! Bana yardım et.’ (13 kere tekrar)

Ey Allâh! Ey pek yüce! Ey pek büyük! Ey hakiki sahip! Ey her şeyi bilen! Ey çok merhamet sahibi! Ey çok iyilik sahibi! Ey Rahîm! Ey Rahmân! Ey çok güzel! Ey çok lütuf sahibi! Ey çok kerem sahibi! Ey hamd olunmaya layık olan! Ey çok esirgeyen!

Korunmuş olan gayb ilminde saklanmış ismin ve gizli sırrın hürmetine Senden dilerim ki, pek mukaddes cemalinin ve enfes kemalinin feyzinden bana nurani bir sır ve rabbani bir isim lutfedesin de, o sayede ben onunla muhabbeti (sevgiyi) tahrik eden ve meveddeti (dostluğu) güzel gösteren vesilelerle, nefislerde ve ruhlarda, bedenlerde ve letaiflerde tasarrufta (istediğim gibi yönlendirmede) bulunabileyim. Ey üzüntülülerin kederini açan! Ey yalnızlık hissine kapılanlara enis ve yoldaş olan!

Ey Allâh! Harflerin başlangıcı olan elifin sırrı hakkı için Senden istiyorum! Ey (istediklerine dilediği kadar) fayda sağlayan! Ey tevbeleri çokça kabul eden! Ey (dilediklerinin kadrini) yücelten!

Ey Allâh! Ben Senden, beni Sana ulaştıracak bir şevk ve bana Seni bulduracak bir nur istiyorum.

Sen beni rahatlık ve huzurla karşıla. Beni rızan ve Senin gazabından emniyetle ferahlandır. Ey genişlik yapan! Ey her şeyden müstağni olan! Ey şan ve şeref sahibi! Ey tek olan!

Allâh! Allâh! Allâh! O benim Rabbimdir, Kendisinin hiçbir ortağı yoktur. Ben O’na hiçbir şeyi ortak koşmam! Ey Allâh! Kim bana bir kötülük ya da ziyan yahut zarar veya şer (ulaştırmak) istiyorsa, onun şiddetini ez, dilini düğümle, ağzına gem vur, hilesini durdur, benimle onun arasna Sen gir.

Ey devamlı olan! Ey hamd olunan! Ey kabul buyuran! Ey ulu olan!

Efendimiz Muhammed’in, Efendimiz Muhammed’in, Efendimiz Muhammed’in, Efendimiz Muhammed’in, Efendimiz Muhammed’in, Efendimiz Muhammed’in, Efendimiz Muhammed ﷺ’in hürmetine (duamı kabul eyle).

Ey Allâh! Ben Senden her şeyi toplayan sır(rın) ve parlayan nur(un) hürmetine diliyorum ki, bana tarafından bir furkan (hakkı batıldan ayırma kabiliyeti) bağışlayasın da onunla göğsümü ferahlığa kavuşturasın ve onun sayesinde değerimi yüceltesin. Yöneldiğim ve itibar ettiğim Zat ancak Sensin.

Dönüş ve nihayet ancak Sanadır.

Gönlü kırık olanı ancak Sen teselli edersin. Zalimleri(n gücünü) Sen yok edersin. Fakire ancak Sen merhamet edersin. Çok büyük olan ve aceleci olmayan Allâh’tan başka ilah yoktur. Büyük Arş’ın Rabbi olan Allâh’tan başka hiçbir ilah yoktur.

Göklerin ve yerin Rabbi ve pek kıymetli Arş’ın Rabbi olan Allâh’tan başka hiçbir ilah yoktur.

Ey Allâh! Ey Cibrîl’in, Mikâîl’in, İsrâfîl’in, Azrâîl (Aleyhimüsselâm)ın İlahı! İbrâhîm’in, İsmâ’îl’in, İshâk’ın ve Ya’kûb (Aleyhimüsselâm)ın İlahı!

Bana afiyet ver. Beni affet. Ey Allâh! Kendisine karşı takatım olmayan hiçbir şeyle, mahlukatından hiçbirini bana musallat etme. Ey duayı hakkıyla işiten! Ey yakarana icabet eden! Onlara karşı Allâh sana kafi gelecektir. Hakkyla bilen ve her şeyi işiten ancak O’dur.

O hiç ölmeyecek diriye tevekkül ettim. Bütün hamdler O Allâh’ a mahsustur ki, hiç çocuk edinmemiştir, mülkte Kendisi için hiçbir ortak bulunmamıştır, zelil duruma düşüp de Kendisini sahiplenecek hiçbir sahibe ihtiyaç duymamıştır. Sen O’nu büyük tutarak daima yücelt (ki kurtulasın).

‘Allâhu Ekber.’ (3 kere tekrar)

O Allah bütün mahlukatından üstündür. O Allah bizim korktuğumuz ve kaygılandığımız her şeyden daha üstündür.

Ey Allâh! Korktuğum ve sakındığım her şeyden Sana sığınıyorum. Her türlü inatçı zorbadan ve azgın şeytanın şerrinden O Allâh’a sığınıyorum ki Kendisinden başka hiçbir ilah yoktur, O’nun izni olmadan gök yere düşmesin diye semayı tutan ancak O’dur.

Ey Allâh! Ben Senden reddolunmaktan eman, kovulmaktan güvence, fakirlikten emniyet, kınanmaktan emniyet, sıkıntıdan eman, kederden kurtuluş, zelil duruma düşmekten güvence, cehaletten emniyet, (hakkı duymaya karşı) sağır olmaktan kurtuluş, (hakkı konuşmaya) dilsiz olmaktan güvence, borçtan kurtuluş, nazardan eman, yerin dibine batırılmaktan emniyet, kafama taş yağmasından güvence, sarsıntılardan eman ve zelzelelerden kurtuluş istiyorum.

Ey Allâh! Bütün işlerde akibetimizi güzel eyle, dünyanın rüsvaylığından ve ahiretin azabından bizi muhafaza eyle. Ey Allâh! Kamil bir efendi olan, (peygamberlerin) fatih ve hatim(i; başlangıcı ve nihayete erdiricisi), manevi ilim ve marifetlerin nurlarının nuru, Allâh’ı bilen ruhların sırlarının sırrı, yaratıklarının seçkini, ilminin sırrı, Zatının aynası, sıfatlarının tecelligahı olan Muhammed ﷺ’in hürmetine, Zatının nuru, rahmetinin yaygısı bereketine, (yedi seçkin veli, yedi gezegendeki ayetler ve Arş’ı taşıyan sekiz melek gibi) yedi ile sekiz(in ifade ettiği kutsallar) ve Senden (onlara) ulaşan sırlar bahşı hakkı için Senden istiyorum.

‘Ey Allâh.’ (3 kere tekrar)

Ey tek olan! Ey hiçbir şeye muhtaç olmayan! Ey gerçek hayat sahibi! Ey her şeyi hakkıyla yöneten!

Bana ilminden bir akıl, hayatından bir ruh, iradenden bir hüküm (doğru karar verme yeteneği), kudretinden bir fiil (icraat kabiliyeti), kelimelerinden (ilham alarak doğru konuşan) bir lisan, sem’inden (işitme sıfatından ilham alan) doğru anlayış, hasarından (görme sıfatından kuvvet alarak her şeyin perde arkasını görebilen) bir keşif ve ihatandan (her şeyi kuşatma sıfatından güç kazanan) bir dik duruş bağışlamanı niyaz ediyorum.

Sen bana Senden gelen ve yine Seninle kaim olan öyle bir sır lutfet ki kibirlenenlerin boyunları ona karşı eğik dursun ve zorbaların nefisleri ona boyun eğmek zorunda kalsın.

Ey iyilik sahibi! Her (hayırlı) başlangıçtan dolayı Sana hamd olsun. Ey Bâkî olan! Her (güzel) sondan dolay Sana şükrolsun. Zengin eden ve şerefli olan ancak Sensin. Hakiki zengin ve hamd olunmaya layık olan ancak Sensin.

İlahi! Sen beni lütfunla emanının (güvencenin) döşeği üzerinde uyut, Sen beni hıfz-u himayenin bekçisiyle koru, Sen bana heybet ridan (gönüllere korku salan kaftanın)ı kuşandır.

Sen beni güzellik tacıyla taçlanmış olarak azamet tahtı üzerine oturt, koruma perdelerini üzerime kapat, izzet sancağını benim üzerime aç, rızkımı bana kolaylaştır, içimi (sana karşı) saygı ve (yaratıklarına karşı) merhamet ile doldur, dışımı (kullarının bana baktıklarında hissedecekleri) büyüklük ve heybet (algısı) ile doldur.

Her inatçı zorba ve azgın şeytanın perçemini (alın saçını) benim yönetimime ver. Sen beni hataya düşmekten ve ayak kaymasından muhafaza et. Sözde ve amelde (doğruluktan ayrılmamam için) beni destekle.

Ey Allâh! Ben Senden yine Senin hürmetine ve Senden gayri hiç kimsenin bilemeyeceği şeylerden yüce Zatının şamil bulunduğu sıfatlar hürmetine dilerim ki, sırlar semasının güneşi, nurların görünme mahalli, cemal (güzellik) feleğinin kutbu (yönetim mekanı) ve celal (heybet) alanının merkezi olan o Senin birliğine mensup olan latif Zat-ı Muharnmediyye’ye salat edesin.

Ey Allâh! Ben Senden, onun Senin katındaki sırrı ve Senin onun yanındaki sırrın hürmetine dilerim ki korkumu güvenceye çeviresin, ayak kayıntımı silesin, Sen benim hırsımı ve üzüntümü gider, noksanlığımı kemale erdir, beni ben(im nefsim)den al(arak Kendi huzuruna al). Beni Sende fani olmakla rızıklandır. Beni nefsiyle fitnelenmiş ve gördükleriyle perdelenmiş birisi yapma. Her gizli sırdan (münasip gördüklerini) bana aç.

Ey gerçek hayat sahibi! Ey her şeyin yöneticisi! Velilerin ruhlarının Kendisiyle rahata kavuşacağı ve bahtiyarların nefislerinin Kendisiyle genişliğe ereceği bir lütufla bana kafi gel. En kapsamlı ululuk ve en yaygın saltanat ancak Sana aittir.

Ey Allâh! Kendisiyle dua eden hiçbir kimseyi men etmeyeceğine ve kendisiyle Senden dilekte bulunanı boş çevirmeyeceğine dair ilminde karar geçmiş olan her isim hakkı için Senden diliyorum ve istiyorum ki, Sana muhtaç olduğum her şey konusunda hacetimi göresin ve güzel bir akıbeti bana yoldaş edesin, Sen benim ne istediğimi bilmektesin. Bütün işlerin anahtarları ancak Sana aittir, Sen her şeye hakkyla gücü yetensin.

Ey Allâh! Ben ‘Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm’in’ sırrını Sana aracı yaparak Senden istiyorum ki düşmanların gözlerini perişan ve ellerini boş vaziyette benden çevirecek derecede (güçlü olan) nur perdelerinden bir kısmını üzerime salasın ve her kast ettiğim şeyde bana tarafından öyle bir güzellik bürüyesin ki idrak sahiplerinin ruhları o güzellikle huzur bulsun, bakanların gözleri onun karşısında donup kalsın ve (Seni bilen) ariflerin iç alemleri o güzellikle mutlu olsun. Bütün gaybları (gizlileri) bilen ve bildiren, bütün sırları açan ve anlatan ancak Sensin.

Bütün hamdler ve övgüler ancak Sana mahsustur. Bütün hayırlar ve fetihler (açılımlar) ancak Senin kudret elindedir. Ey Allâh! Nebilerine ve rasullerine, mukarreb meleklerine, salih velilerine ve Sana itaat edenlerin cümlesine salat eyle. Selam ve tahiyyemizi onlara tebliğ eyle. Onların şefaatiyle bizi duamıza ve temennimize ulaştır.

Ey Allâh! Ben umudumu Senin keremli Zatına yönelttim, hep büyük afvının bana ulaşacağına dair güzel bir düşünceye kapıldım. O halde Sen bana merhamet eyle, anne babama rahmet eyle, beni de tüm Müslümanları da mağfiret eyle. Zatından umudumu boş çevirme, affına dair olan hüsn-ü zannımı (güzel beklentimi) yalan etme.

Ey Allah! Biz Senin kapından nasıl boş döneriz?! Halbuki biz o kapıya Sana güvenerek geldik. Ey acıyanlarn en merhametlisi! Sen bizi bahşişinden nasıl ümitsiz edersin?! Oysa Sen bize dua etmemizi emrettin.

Ey Allâh! Ben Senden niyaz ederim ki ecelim (hayat sürem) tükendiğinde, amelim kesildiğinde, kefenimi giyip sekenimi (evimi, barkımı) terk ettiğimde bana rahmetinle muamele edesin.

Ey tüm terbiyecilerin Rabbi! Ey sebeplerin müsebbibi (tesirinin halk edicisi)! Ey boyunları azad eden! Ey azapları def eden! Bana zarar (hastalık ve sıkıntılar) ulaştı, acıyanlarn en merhametlisi ise ancak Sensin.

Şifa veren Allâh’ın ismiyle! Kafi gelen Allâh’ın ismiyle! Afiyet veren Allâh’ın ismiyle! Elif, lâm, mîm. Elif, lâm, mîm, Râ. Kâf, hâ, yâ, ‘ayn, sâd. Hâ, mîm. ‘Ayn, sîn, kâf. Tâ, sîn, mîm. Tâ, sîn.

Hâ, mîm. Kâf. Nûn.

En hayırlı koruyucu ancak Allâh’tır. Acıyanların en merhametlisi de ancak O’ dur.

‘Lâ ilâhe illallâh.’ (1000 kere tekrar)

‘Yâ Latîf!’ (129 kere tekrar)

‘Yâ Kâfî!’ (111 kere tekrar)

‘Yâ Halîm!’ (88 kere tekrar)

‘Yâ Mücîb!’ (55 kere tekrar)

‘Yâ Selâm!’ (131 kere tekrar)

‘Yâ Hafîz!’ (889 kere tekrar).”